Bitmedi...
İlköğretim 8. sınıfta, bir Cuma günü okul sonrası kurmuştum bu siteyi, öncekilerden farklı bir hevesle. Çok şeyler yaşamışız. Siz takip etmişsiniz, ben taş, toprak, şantiye bırakmamışım; ders, gece, sabah düşünmemişim. Yıllar geçmiş böylece. Kaç kez kovmuşlar, ‘haberini kaldır’ demişler. Devamlı bilgi sızdıran aramışlar, gözümü her bir sokaktan ayırmadığımı bilmeden. Hevesimi kırmışlar aslında inceden inceden. Ben bunlara karşın halka bilgi akışının sağlanamadığı noktaları çözmeye; merak ettiklerimi bulurken kentliyi ilgilendiren araştırma ve bulgularımı devamlı paylaşmaya çalıştım. Bu arada özellikle haberlerimin en yoğun olduğu 2015-2016 dönemi başta olmak üzere birçok yenilik, ilk olarak İzmirlinin Sesi’nde kentliye duyuruldu.
Fotoğrafları, videolarıyla haftalarca bitiremediğim haberlerin yanında yetmez diye basın bültenlerini seçerek eklemeye, interaktif haritalar, planlar, tanıtıcı sayfalar, yazılar, aklınıza ne gelirse, hazırlamaya çalışıyordum. Birini yaparken öteki eksik kalıyor gibi geliyor, hepsine bir anda yetişemiyordum.
Kaçınılmaz son geldi. 2018 Şubatında bıraktığımda kimse inanamıyordu, çünkü ‘bırakmam’ diyordum öncesinde. Gönlüm bırakamadı ama savunamayacağım şeyler vardı, gitmeyen şeyler. Hevesimi kıran çok olay olmuştu. Bir sürü fikir döndü durdu aklımda. Sitenin alan adını 18 Temmuz 2019’a kadar satın almışım ve ben Ege sularında adadan adaya dolaşırken sessizce kapanmış.
Canım Ege’nin, çok sevdiğim Ege’nin başkenti, şehre yeni gelen bir arkadaşımı gezdirdikten sonra ‘ben İzmir olmuşum, İzmir ben’ cümlesini mırıldandığım İzmir’in sessizliği canımı sıkıyordu. Demokratım, özgürüm diyen İzmir’in sessizliği üzüyordu.
‘Bırakma’ dediniz, ‘devam et’, çokça… En yakınımdan ‘o senin çocuğun gibi’ sesi geldi kararımı değiştirdiğim anlarda ama bana kapattırmayan en çok da İzmir’in suskunluğu, o ses çıkaramama hissi oldu. Aslında ben hayatımda hiçbir şeyi bırakmamıştım, sadece eski şekilde sizlere aktaramıyordum. Bundan sonra olanaklı yöntemler deneyeceğiz.
Bizi o günlerden beri takip edenler nasıl çıkarsız, İzmir uğruna çalıştığımızı biliyor. 4 Ocak 2013’ten bu yana doğruyu savunduk. ‘Kente, kentliye nasıl faydam dokunur?’ arayışım bitmedi, bitmeyecek. Her zaman olduğu gibi yeşili, toplu ulaşımı, bisikleti, yayayı, demokrasiyi, kısaca İzmir’in hakkını savunmaya devam edeceğiz…
İzmir’in buna ihtiyacı olduğuna inanıyorum.
İlköğretim 8. sınıfta, bir Cuma günü okul sonrası kurmuştum bu siteyi, öncekilerden farklı bir hevesle. Çok şeyler yaşamışız. Siz takip etmişsiniz, ben taş, toprak, şantiye bırakmamışım; ders, gece, sabah düşünmemişim. Yıllar geçmiş böylece. Kaç kez kovmuşlar, ‘haberini kaldır’ demişler. Devamlı bilgi sızdıran aramışlar, gözümü her bir sokaktan ayırmadığımı bilmeden. Hevesimi kırmışlar aslında inceden inceden. Ben bunlara karşın halka bilgi akışının sağlanamadığı noktaları çözmeye; merak ettiklerimi bulurken kentliyi ilgilendiren araştırma ve bulgularımı devamlı paylaşmaya çalıştım. Bu arada özellikle haberlerimin en yoğun olduğu 2015-2016 dönemi başta olmak üzere birçok yenilik, ilk olarak İzmirlinin Sesi’nde kentliye duyuruldu.
Fotoğrafları, videolarıyla haftalarca bitiremediğim haberlerin yanında yetmez diye basın bültenlerini seçerek eklemeye, interaktif haritalar, planlar, tanıtıcı sayfalar, yazılar, aklınıza ne gelirse, hazırlamaya çalışıyordum. Birini yaparken öteki eksik kalıyor gibi geliyor, hepsine bir anda yetişemiyordum.
Kaçınılmaz son geldi. 2018 Şubatında bıraktığımda kimse inanamıyordu, çünkü ‘bırakmam’ diyordum öncesinde. Gönlüm bırakamadı ama savunamayacağım şeyler vardı, gitmeyen şeyler. Hevesimi kıran çok olay olmuştu. Bir sürü fikir döndü durdu aklımda. Sitenin alan adını 18 Temmuz 2019’a kadar satın almışım ve ben Ege sularında adadan adaya dolaşırken sessizce kapanmış.
Canım Ege’nin, çok sevdiğim Ege’nin başkenti, şehre yeni gelen bir arkadaşımı gezdirdikten sonra ‘ben İzmir olmuşum, İzmir ben’ cümlesini mırıldandığım İzmir’in sessizliği canımı sıkıyordu. Demokratım, özgürüm diyen İzmir’in sessizliği üzüyordu.
‘Bırakma’ dediniz, ‘devam et’, çokça… En yakınımdan ‘o senin çocuğun gibi’ sesi geldi kararımı değiştirdiğim anlarda ama bana kapattırmayan en çok da İzmir’in suskunluğu, o ses çıkaramama hissi oldu. Aslında ben hayatımda hiçbir şeyi bırakmamıştım, sadece eski şekilde sizlere aktaramıyordum. Bundan sonra olanaklı yöntemler deneyeceğiz.
Bizi o günlerden beri takip edenler nasıl çıkarsız, İzmir uğruna çalıştığımızı biliyor. 4 Ocak 2013’ten bu yana doğruyu savunduk. ‘Kente, kentliye nasıl faydam dokunur?’ arayışım bitmedi, bitmeyecek. Her zaman olduğu gibi yeşili, toplu ulaşımı, bisikleti, yayayı, demokrasiyi, kısaca İzmir’in hakkını savunmaya devam edeceğiz…
İzmir’in buna ihtiyacı olduğuna inanıyorum.